Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | mix with (something) v. | (bir şeyle) karışmak | ||
Oil does not mix with water. Yağ suyla karışmaz. More Sentences |
||||
Phrasals | mix with (something) v. | (bir şeyle) birleşmek | ||
Phrasals | mix with (something) v. | (bir şeyle) karıştırmak | ||
Phrasals | mix with (something) v. | (bir şeyle) birleştirmek |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | mix something up with something else v. | bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak |
General | mix something up with something else v. | bir şeyi başka bir şey sanmak |
Phrasals | ||
Phrasals | mix with (someone or something) v. | (biriyle/bir grupla) kaynaşmak |
Phrasals | mix with (someone or something) v. | (biriyle/bir grupla) sosyalleşmek |